"
Çocuklarımız bizim her şeyimiz, hayattaki en değerli varlıklarımız. Çocuk fizyoterapisti olmanın yanı sıra bir anne olarak tek bir açıdan yapılan müdahalelerin faydalı olmadığını gördüm.
"
2005 den bu yana meslek yaşantımdaki deneyimlerim ve bu süre içerisinde aldığım eğitimlerin sayesinde dokunduğum güzelliklere çok yönlü bakmayı ilke edindim. Hacettepe gibi alanında çok iyi bir okuldan mezun olmak bana yeterli bilgiler vermenin yanı sıra; kendimi sürekli geliştirmem gerektiğini de öğretti.
Aldığım tüm eğitimler ve yaptığım tüm çalışmalar ışığında mesleğime ve dokunduğum çocuklarıma bütüncül bakmayı ilke edindim.
İnsan da bir bütün olduğu için motor beceriler ile duyusal ve duygusal becerileri ayrı değerlendiremeyiz. Bir çocuk etrafını duyuları yardımıyla keşfeder ve öğrenir. Öğrenme süreci bu şekilde olur.
Mesela; dokuz aylık bir bebeğin karşısına bir portakal konduğunda önce onu görmesi, renginin dikkatini çekmesi ve sonrasında ona uzanmak için hareket etmesi gerekmektedir. Portakalı eline alabilmesi yani hem motor beceri olarak kavrayabilmesi hemde dokusundan ve kokusundan rahatsız olmaması portakalı keşfetmesini sağlayacaktır. Bu örnekte de olduğu gibi birden fazla sistem beraber çalışmaktadır. Biraz daha açmak gerekirse; görecek (görme), koklayacak (koku), dokunacak (taktil), ulaşabilmek için kaba motor beceriler (emeklemek vs..), ince motor beceriler (parmaklarıyla kavrama), ağzına alacak (tat duyusu) gibi bütün sistemler beraber çalışacak ki bebeğin (çocuğun veya kişinin) öğrenme süreci gerçekleşsin.
Bobath konseptinde bizler çocukları dört aşamada değerlendiririz.
1) Motor sistem
2) Kognitif sistem (Bilişsel)
3) Sensorik sistem
4) Emosyonel sistem (Duygusal)
Daha sonra bu konseptteki sensorik sistemi biraz daha derinlemesine anlamak ve uygulatabilmek için DUYU BÜTÜNLEME eğitimini tamamladım. Aldığım bütün eğitimler insan doğasına ve gelişime dair bana farklı bir bakış açısı yarattı.